Buyrunn::!!
Ben takım tutmuyorum.... İstanbulluyum, ufakken tutabileceğim 3 takım vardı. Evde herkes fenerli diye önce fenerliydim. Sonra ufakken bir gün televizyonda galatasaray şampiyon yazısını görünce galatasaraylı oldum. Anne tarafımda galatasaraylı olduğu için pek problem olmadı. sonra 22 yaşında falan galatasarayı ve "takım tutmayı" bıraktım.... Başka bir ilde doğmuş büyümüş olsam oranın takımını tutardım ve hiç düşünmezdim.
İstanbul'da tutabileceğim 3 takıma baktığımda, aslında aynı takımı gördüm. Hep aynı şeylerden şikayet eden, aynı karşı tarafı hiçe sayan, yokedeci söylem, aynı yalanlar aynı çaresizlik... Kendime sordum, Yani ben o takımı niçin tutuyorum? Diğerlerinden farklı olduğu için mi? neyi farklı? en iyi o mu? ne ye göre? en çok o mu şampiyon olmuş.....? Yoksa, o takımı "ben" tuttuğum için mi?
Tabi bi yerde tarih ve duruş faklılıkları var, ama birbirlerine ve diğerlerine davranış konusunda söylemler aynı.Sonu gelmez bir kavga.
Aslında tam tersidir, rakibin ne kadar iyi olursa sen de kadar kendini geliştirme fırsatı bulursun. Rakibini yok etmek yerine, aksine onu yüceltmelisin ki, sen kendini geliştiresin... rekabet, kalite.
Bütün takımları tutuyorum, hiçbirini tutmuyorum. Futbolu seyretmek, anı yakalmak yeterince keyifli.Bu heyacanları yaşamak için illa da takım tutmak gerekmiyo.
İlla birini tutmam gerikirse, hakemleri tutarım. İşleri çok zor bu zamanda.